Etiketler
algoritma, alman, özbekistan, bilim, cetvel, el harezmi, harezmi, karizma, matematik, Rüstem KOCADURMUŞOĞLU, Türk
AL-GORİSMUS, AL-GORİTMA, LOGARİTMA, AL-KORİZMA> KARİZMA
Yukarıdaki sözlere bakınca bu sözlerin ya Yunanca, ya Latince olduğu sanılabilir. Oysa bu sözler Türk Milletinin öz malıdır. Bu sözlerin sahibi de Büyük bir Türk dâhisidir. Bu Türk Dâhisinin Avrupalı uluslararasında kazandığı saygınlıktan dolayı bu son söz ki, -şimdi bu söz, Türkiye Türklerince kullanılıyor. Bu, KARİZMA sözüdür. Karizma sözüne yükletilen anlam, bu büyük Türk bilginin adının Frenklerin dilindeki söylenişine ve bu büyük Türk Atasına verilen değer ve saygınlığına borçlu olmalıdır. Yukarıdaki sözler bu ünlü Türk bilginimizin adının Frenklerin dillerinde aldığı söyleniş şekilleridir.
https://onturk.wordpress.com/2011/07/07/el-harezmi-ve-calinan-turk-tarihi/
M.S. 1160 lı yıllarda Haçlı Seferleri sırasında yaralanan Türk ve Haçlı askerler, Türk tabiplerince tedavi ediliyor, yaralı askerler ameliyat edilerek sağlıklarına kavuşturuluyorlardı. Oysa aynı tarihte Avrupa’da ameliyat, kasaplık sayılıyordu. Türkler İslâmiyet’i kabul ettikten sonra İslam Dünyasının gerdanlığına pırlantalar gibi eklenen dünya ölçeğinde bilginler yetiştirdiler. Harizmi, Ebül-İz, Şatıroğulları, Farabi, İbn-i Sina, Buhari, Tirmizi, Nesai, Ebu Mansur Matüridi gibi nice köşe taşları yetiştirdiler. Avrupa’da HARİZMİ’YE, “AL-GORİSMUS, AL-GORİZMA, AL-GORİTMA” dediler. HARİZMİ’NİN bulduğu LOGARİTMA Cetvelleri, ünlü Tük bilgini HARİZMİ’NİN adını taşımaktadır. Ülkemizde sıkça kullanılan “KARİZMA, KARİZMAYI ÇİZDİRME, KARİZMATİK” sözü, Türk Bilgini HARİZMİ’NİN adının, Frenklerin bu ünlü Türk’e verdikleri değerden dolayı Avrupalı dillerde: “AL-GORİZMA” şeklindeki söyleniş tarzından, ona verilen değerin bir ifadesi olarak, yaygınlaşmış gibi görünüyor. İbn-i Sina’ya Avesenna, Farabi’ye Al-Farabyos derlerdi. Ebül-İz, yani İzin babası demektir ki, İZİNDEN gidilen, İZ açan anlamınadır. Ebül İZ, mekanik robotların atasıdır. Artukoğlu Türk Beyliği zamanında Mardin, Diyarbakır, Bitlis, Şırnak, Siirt, Harran, Urfa, Malatya, Van, Hakkari, Adıyaman dolayları tamamen Türklerle kaplıydı. Şimdi bu Türk unsurlar ne yazık ki, dillerini kaybederek kendilerini Kurmançu> Kırmançi sanıyorlar. Mardin’de halen Artuklulardan olduklarını çok iyi bilen Türkler vardır. Artuklu Beylerinin torunlarından Sayın Masum Türkeri biliyoruz. Sayın Masum Türker’in büyük-büyük dedelerinden olan Ebül-İZ, ünlü bir Türk Atasıdır. Türkler, muhteşem bir medeniyetin temellerini atarlarken Avrupalılar, koyu bir geriliğin ve cehaletin pençesinde birbirleriyle didişiyorlardı.
ADANA’DA BİR ALMAN
Babası Alman, Anası Türk olan bir kız öğrencim, mahkeme kararıyla anasına verilmiş, anası Adana’ya yerleşmişti. Kızını da Abdülkadir Paksoy Kız Lisesine yazdırmıştı. Bu öğrencim o sırada lise 2. sınıfta olmalıydı. Babası velayet hakkını kazanmış, öğrencimi götürmek üzere bir Alman, vekil olarak gönderilmişti.
Kız öğrencim, vekil Alman okula gelir-gelmez heyecanla yanıma koşmuş, benimle bu Almanı tanıştırıp konuşturmak istemişti. Almanla tanıştırıldık. Okulun kameriyeliğinde oturduk, çay kahve ikram ettik. Onlarda ikram etme, birlikte sohbet etmek demektir. Onlar da kimsenin kimseye bir şey ikram etmediğini Almanya gezimde bizzat görmüştüm. Alman usulü dedikleri şey, bizim usullerimize benzemiyordu. Onlar oldukça cimrilerdi. Biz Türk konukseverliğinin gereği ne ise onu yerine getirdik.
Söz sırasında: ”Almanlar Türkleri küçümsüyorlarmış, Türkler tarihte hiçbir şey icat etmediler, kaba kuvvet kullandılar, Sadece “yoğurdu uyuttular” diyorlarmış, bu duyduklarımız doğru mudur? Diye sordum.”
Dipçe : Yoğurt Türkçedir.
O, “Böyle düşünen var. Ben böyle düşünmüyorum.” dedi.
Ben yeniden söz alarak Alman vekile: “LOGARİTMA ne demektir?” Diye sordum. Alman:
“Lisede okumuştuk, bir matematik cetvelidir.” dedi. Ben:
“Logaritmayı kim icat etti?” dedim. Alman:
“Bir Alman icat etmiştir.” Yanıtını verdi. Ben:
“Bir Alman icat etmemiştir” dedim. Alman:
“O zaman bir İngiliz icat etmiştir” dedi. Ben:
“O zaman bir İngiliz de icat etmemiştir” dedim. Alman:
“O zaman bir Fransız icat etmiştir” dedi. Ben:
“O zaman bir Fransız da icat etmemiştir.” Deyince Alman vekil bir bana, bir öğrencime şaşkınlıkla bakarak:
”Peki, LOGARİTMA CETVELİNİ kim icat etti? Dedi. Ben:
“Logaritma Cetvelini Türk Bilgini Al-HARİZMİ’ icat etti dedim.” Avrupalılar Harizminin adını Al-Gorismus, Al-Gorizma, Al-Goritma, LOGARİTMA olarak söylerlerdi. Logaritma cetvelinin adı; Bu Türk Bilginin adını taşımaktadır” deyince vekil Alman:
“TURKS WERE NUMBER ONE İN THE WORLD İN PAST TİME.”
Anlamı:
“TÜRKLER GEÇMİŞ ZAMANDA DÜNYADA BİR NUMARA İDİLER.”
Dedi.
Bilim tarihi dikkatle incelenirse tıbbı, matematiği, kimyayı, köprü, kale, tapınak yapmayı ve bilimsel bilgileri Türklerden öğrenen Avrupalı emperyalistler, her şeylerini borçlu oldukları Türkleri eritmek, yok etmek için var güçleriyle yükleniyorlar. Bizim yöneticilerimiz de onların arasına katılarak yok olmamız için olanca hevesleriyle tırısa kalkmış gidiyorlar. AB. Dediğimiz Topluluğu, medeniyetlerin ataları sayıyoruz. Oysa Avrupalıya bunları öğreten bizim Ön atalarımızdır. Biz Avrupalıdan yitirdiğimiz bilimlerle teknolojileri geri alacağız. Onların yaşantılarını almaya başladığımız gün, emir ve buyruklarına girmiş oluruz ki, işte o zaman dönüşürüz.
Sn. Rüstem KOCADURMUŞOĞLU
Bilgehan Ok said:
Artık zaman cizgisi yabancıların aleyhine döndü. Türkler dünya’nın her karışına hakim olacaklar. Altın çağ başlamak üzere benden yazması, demesi….
Kangaluğ Çosun Bilig said:
El Harezmi’yi bize de Arap diye öğrettiler. Ama Ata yurdumuzun güzel bir yeri olan Harzem’li (Kangar, Kanglı) olan El Harezmi öz be öz Türk’tür.
sane ne said:
yav he he
Mergen Olgu said:
Türklüğün genel sorunu; ne yazık ki, baskın bir kültür olamamasında yatar. Düşünün, bugün kullandığımız abeceyi 1000-1500 yıldır kullanıyor olsak ve kişilikli bir biçimde herhangi bir yabancı dildeki (Çince, Arapça, Farsça, Sanskritçe, İngilizce, Fransızca, Almanca vs…) sözcükleri kullanmasak tarihteki tüm Türk bilgin ve buluşçuları bugün de, tüm dünya ülkelerince Türk olarak anılırlardı. Çerisel hiç bir gücü olmamasına karşın, Yunanlılar neden Türklerden daha çok saygı ile anılıyorlar? Yanıtı çok yalın. Çünkü, abecelerini ve dillerini çok katı bir biçimde koruyup, kolluyorlar bu iki kavramın kişilik ve benlik simgesi olmasının yüksek bilincini taşıyorlar. Özetle, bu iki kavram; “Budun” olma bilincini pekiştiren perçin gibi bütün bir ulusa güçlü ve ordularca yenilemeyen çelik bir bilinç sağlamış oluyor. Oysa, bizim şu andaki eğitim düzenimize bakacak olursak yazını Arapça ve Farsçanın egemenliğinde, bilimi ise, İngilizce, Fransızca, Almanca vs.. dillerinin boyunduruğunda efendisinin buyruğunu bekleyen köle durumundadır. Kişilik ve özgüven kendine özgü dil ve abece ile oluşur. Eğer bu ikisi yok ise, bin devlet kursan da, hiç bir önemi yoktur yelin önünde savrulan toz gibi başka kültürlerin içinde erir gidersin. Tarihte bu erimeye en iyi örnek ne yazık ki, Türklerdir. O nedenle yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk dilini; bütün çerisel utku ve başarıların bilim ile taçlandırılmadığında yok olmaya mahkum olduğunu bildiği için, öncelikle Türk dilini etkin kullanabileceği görsellik ve anlaşılırlığı çok yüksek olan Türk abecisini oluşturup, bu sağlam temelin üzerine de, yabancı sözcüklerden arındırılmış anlaşılır ve kişilikli bir duruma getirmiştir. Umarım onun o ışıklı yoluna gene döneriz. Yoksa, yolumuz kör karanlıktır arkadaşlar.
Murat said:
Bugün İranda her yıl düzenlenen Harezmi Uluslar arası bilim ödülü yarışması vardır. Sen Tarihine sahip çıkmazsan başkaları çıkar…
Murat said:
Abdülhamid İbn Türk’ün, “Kitāb al-jabr wa al-mukābala” başlıklı el yazması, el-Harezmi’nin el-cebir (al-jabr)’ine çok benzer, aynı zamanda hatta belki ondan daha erken de yayımlanmış olabilir.
hnrr said:
harezmi türk mü şimdi